Kenan Fani Doğan

Kenan Fani Doğan

08 Ekim 2013

Kirimana, Kirman, Kirmaşan, Kirmanşahr, Akkerman, Kerkuk...


Bahdinan kürtleri kurmanci lehçesini biraz değişik şiveyle konuşurlar ve şiveleri kurmancinin diğer şivelerine göre daha arıdır. Hem kurd sözcüğünü hem de lehçe için kullandıkları kurmanci sözcüğünü telaffuz ederken "U" seslisi yerine "I"ya yaklaştıran sesle kırd ve kırmonci olarak söylerler.

Kürdistan fedakarı bir kardeşimiz bir dönemler bilgisayar tamir eden bir dükkan çalıştırıyordu, Bahdinanlı yaşlı bir kürt ziyaretine gelmişti, doğal olarak kurmanci konuştuk. Gittikten sonra bu zat çok temiz bir kürtçe konuşuyor dedim. Kırdiston, kırmonc ve kırd derken "U"ları yutmasını ve U ile I arası bir sesle telaffuz etmesini örnek gösterdim. Bildiğiniz gibi Bahdinan aşiretlerinin bugünkü Kırım'da Budin, Barzan, Sındi bakiyeleri bulunuyor, bu aşiretlerin milat öncesi ve milattan sonra 4. yüzyıla kadar varlıklarına o dönemin coğrafyacıları da tanıklık ediyor. Eski yerleşme birimlerinin isimleri uyuşuyor, bugünkü Kırım'la Kürdistan'da aynı ismi taşıyan şehirler var. O dönemde Kırım'ın adı Kirimana ve yine o dönemlerde Az (Azak) denizi denen denizi Karadeniz'den ayıran boğazın adı Kert boğazı, günümüzde Kerç boğazı deniyor. Sind, Budin ve Barzan'lıların hemen güneyinde Az ve Solakha devleti yer alıyor. Kürdistan'da Cebaxçor yöresinde yaşayan Az ve Solakhon aşiretleri ise günümüzde bile en eski kürt lehçesi sayılan kird(ki) lehçesiyle konuşuyorlar.

Başkırdistan özerk cumhuriyetinin yetkilileri Güney Kürdistan'ı ziyaretlerinde kendi halklarının soy olarak kürtlerden geldiklerini ve kendi cumhuriyetlerinde Barzan aşiretinin olduğunu açıklamışlardı. Bu beyanatları kürt ve türk basınında yer aldı.

Azzilerin varlığına Hitit kaynakları da tanıklık ediyor ve Hitit belgelerinde Erzincan da dahil olmak üzere Erzincan güneyine lokalize ediliyorlar. Cebaxçor'un bilinen en eski adı Azdianene'dir, Bizans idari haritalarında yörenin adı böyle veriliyor. Azdianene adı Azlıların ülkesi anlamına geliyor. Kiğı da Azakpert yöresi ve kalesi var.

Kirimana yalnız günümüz Kırım'ıyla sınırlı değil. Orta İran'daki Sakastan (Sakawana) devletinin başkenti Kirman şehridir ve bugün bir eyalettir. Ayrıca batıda ikinci bir Kirmaşan vardır bu şehre Kirmanşahr da deniliyor. Dördüncü bir Kirman şehri ise Donau (Tuna) nehrinin denize döküldüğü yerde kurulmuş olan, iskitlerin Karadeniz ticaretinde önemli bir şehri durumundaki Akkerman'dır. Herodot'da dahil olmak üzere grek tarihçileri ve coğrafyacıları Donau'nun kuzeyine iskit ülkesi diyorlar. Darius'un İskit ülkesine Trakya ve Balkan üzerinden saldırdığı ve Donau'nun kuzeyine geçmek çin köprü kurdurduğu, ordusunun hezimete uğrayarak geri çekildiği birçok kaynakta var.

İskitler Med'lerden önce İran coğrafyasını baştan başa ele geçiriyor ve imparatorluk kuruyorlar. Med'ler bu imparatorluğu yeniden kurmuyor, sadece konfederatif yapının prenslerini sukiastla ortadan kaldırarak kendilerinin de mensubu olduğu ancak merkezi otorite ile ihtilaflı oldukları imparatorluğun yönetimini ele geçiriyorlar. Pers'lerin yaptığı da aynı şeydir, üstelik bu kez torun Kiros dedesi Astiyages'e karşı darbe ile yönetimi ele geçiriyor ama imparatorluk yine aynı konumuyla muhafaza ediliyor. İskitler her iki darbeye de boyun eğmiyor, merkezi otoritenin egemenliğini tanımıyorlar. Bu dönemde Hazar'ın batısına Anatolia ve Kırım olmak üzere iki koldan göçediyorlar, diğer bir göç de yoğunluklu olarak Xorasan'ın kuzey kısımlarına ve Xwarizm'e yönleniyor. Zerdüşti olmayıp ışık tapımını benimseyen iskitlerin bu coğrafyada toplanması nedeniyle Xorasan ve Xwarizm'in yer aldığı coğrafyaya "Turan Ülkesi" de deniyor.

Mitanniler, Hurri'nin başkenti Nuzi (bugünkü Kerkuk'un 13 km. güneybatısında) şehrini ele geçirerek kendi devletlerini ilan ettiler. Yeni başkentlerini 13 kilometre daha kuzeye kurdular. Dikkat ediniz, "Kerkuk" isimi de o günün fonetiğiyle uyumlu, Kerç ve Kertle aynı sesliyi içeriyor, "Kirkuk da deniliyor ama Kurkuk" denmiyor. Mitanniler daha sonra imparatorluk döneminde Vaşuganni şehrini kurarak başkentlerini daha da yukarıya, güvenli alana taşıdılar. Herkes ünlü Kerkuk şehrini bilir ama tarihinden ve niçin bu ismi taşıdığından haberi olan hemen hemen yok gibidir. Mitanni bahsine değinirken bu devletin ilk ve kurucu kralının Kirta ismi taşıdığını belirtmekte yarar var.

M.Ö. 13. yüzyılda Mitanni'nin zayıflaması ve 14. yüzyılda tasfiyesiyle eşzamanlı olarak Kassitlerin Babil hakimiyetine de son veriliyor, akraba aşiret toplulukları Kaspian denizinin batısına, Kırım'ı da çevreleyecek şekilde kuzeye göç ediyorlar orada egemenlik kuruyorlar.

Bugünkü kurd formunun başlangıçta kird olduğuna bir iskit lehçesi konuşan zaza aşiretlerinin hala kird demeleriyle birlikte kürtlerin yayıldığı coğrafya ile birebir çakışan şehir isimleri de tanıklık ediyor. Hurri, Asur ve Pers dillerinin etkileriyle bugünkü I-U arası bir form da gözlenebilmekte, yazımda standardizasyonun da katkısıyla giderek kurd formu yaygınlık kazanacaktır. Bu evrilmeye Sami dil etkisinin dominant hale gelmesi de denebilir. Zira yafetik bir dil olan hurrice ve ardılı diller kürt sözcüğünü kert şeklinde telaffuz ederken, hint avrupalı dil olan pers dili ve ardıllarında sözcüğün telaffuzu  kord haline dönüşüyor. Telaffuz farklılıkları bu farklı dillerin etkisinin sonucudur. Zaten dilbiliminde de kabul görerek kural halini alan görüş her lehçenin altında farklı bir dilin yattığı, dolayısıyla her lehçenin farklı bir dille karşılaşma ve karışma sonucu oluştuğu görüşüdür.









 

Hiç yorum yok :